top of page

Sakarya Savaşı’nın gizli kahramanı genç mühendis Veli Bey

  • Yazarın fotoğrafı: Adil Can Kavcar
    Adil Can Kavcar
  • 12 Kas 2022
  • 3 dakikada okunur

1921 yılında Yunan kuvvetleri Sakarya’dan Ankara istikametine doğru ilerlerken, Türk tarafında ise durum pek de iç açıcı değildi.


Çekilmeler sırasında ordunun neredeyse yarısı ricat etmişti (kaçmıştı). Düzenli olarak yeniden kurulmuş Türk ordusunun askerleri Yunan kuvvetleri kadar donatılmış değildi, elde düzenli ikmal için kamyon yoktu, sahip olunan toplar eski, hasar görmüş ve Yunan kuvvetlerinin yarısı kadardı, demiryolu ile yapılan ikmallerde yakacak odun bulunamadığı zaman vagonların tahta parçaları sökülerek yakılıyordu, İnebolu’ya deniz yolu ile gelen cephane ise öküzlerin çektiği kağnılar ile cepheye taşınıyordu.


Fakat bu durumda bile Sakarya doğusunda gerçekleşecek muharebe için tüm halk seferber olmuş var gücü ile çalışmaktaydı.


Bu dönemde askerin donanımsal eksiklerini giderme görevi İmalat-ı Harbiye’deydi.

Eskişehir işgal altında olduğundan Ankara’ya taşınmıştı.


Cepheden gelen top seslerinin Ankara’da duyulması esnasında da var gücü ile cepheye malzeme yetiştiriyordu.


Düşmana karşı yapılacak son harekât için top düzeni ve cephane ikmali çok önemliydi.

Mustafa Kemal Paşa top düzeninin kurulması görevini kendisi de mühendis olan topçu İsmet Bey’e (İnönü) vermişti.


O dönemde ordunun en büyük ateş gücü ise 75 mm çaplı sahra toplarıydı.


Daha önceki muharebelerde hasar gören 75 mm’lik topları da imalat-ı harbiye tamir ederek cepheye gönderiyordu.


Sevk konusunda genel İdare Milli Müdafaa Vekili Refet Paşa’nın sorumluluğundaydı.

Refet Paşa bu konuda oldukça titiz ve dikkatli bir subaydı.


Hem üretim hem de ikmaller esnasında hiçbir aksilik veya aksama istemiyordu.


Topların hazırlanması ile birlikte top mermilerinin taşındığı İnebolu’dan gelecek kağnı kolları dört gözle beklenmeye başlandı.


Nihayet ellerine ulaşan mermi sandıklarını açtıklarında ikmal subayları şok geçirdiler.


75 mm’lik sahra topları için gelen mermiler 10 sandık hariç 77 mm çapındaydı.


Karşı taarruzun başlamasına günler kala kabul edilebilecek bir hata değildi.


Refet Paşa konuyu duyduğunda sinirlerine hâkim olamayarak “taarruz başladığında ne atacak bu toplar, konfeti mi?” diye bağırdı.


Konuyu değerlendirmek için İmalat-ı Harbiye Genel Müdürü Albay Asım Bey ile derhal bir toplantı ayarlandı.


Albay Asım Bey toplantı esnasında faydalı olacağını düşünerek 25 yaşındaki tophane bölüm şefi mühendis Veli Bey’i de yanında getirdi.


Veli Bey Almanya’da mühendislik eğitimi almıştı.


İnisiyatif almayı bilen, becerikli ve yaratıcı biriydi.


Tophane bölümüne de ustaların ısrarı işe şef yapılmıştı.


Toplantı başladığında Refet Paşa hararet ile durumu diğerlerine anlatırken mühendis Veli Bey’in rahat tavırları dikkatini çekmişti.


Bu genç adamın rahatlığı Refet Paşa’yı oldukça sinirlendirmişti.


Paşa, yarı sinirli biçimde Veli Bey’e bu konudaki çözüm önerisini sordu. (Veli Bey’in ukalaca bir cevap vermesi halinde Paşa’nın hışmına uğrayacağı kesindi.)


Veli Bey olaya rasyonel ve çözümcü yaklaşarak “Ne kadar zamanda ve kaç mermiye ihtiyacınız var diye sordu?”


Refet Paşa’nın yanındaki müsteşar durumu izah etti. 5 gün sonra başlayacak savaşta günde 1000’den fazla mermi atılacaktı.


Yani sorunun çözümü için en çok 5 günleri vardı.


Toplantı sonunda Veli Bey bir sandık 77 mm’lik mermiyi de yanına alarak tophaneye geri döndü.


Ustaları yanına topladı ve çözüm için toplantı yaptı.


Toplantıda onun dışında herkes mermilerin çok tehlikeli olduğunu dikkatlice içinin boşaltılıp öyle tornalanması gerektiğini söyledi.


Bu yöntem ile işlemin uzun süreceğini bilen Veli Bey’in o kadar zamanı yoktu.

“Dolu tornalasak ne olur?” diye sordu.


Etrafındaki ustalar sinirli şekilde “ne olacak, tamirhane havaya uçar.” dediler.


Veli Bey bunun üzerine toplantıyı sonlandırdı.


Kafasındaki planı uygulayacak ve mermileri dolu tornalayacaktı.

Etrafındakileri tehlikeye atmamak için gece olmasını bekledi.


Küçük bir el tornası ve birkaç dolu mermi ile tophane yanındaki barakaya geçti.


Bütün tamirhane işi bıraktırdı ve herkesi alandan uzaklaştırdı.

Yanına gelmek ve yardım etmek isteyenleri kabul etmedi.


Fikir ona ait ve çok tehlikeliydi, dolu mermiyi tezgâha soktu, işlemeye başladı.


Bu sırada dışarıda ustalar ve subaylar ne yapacaklarını bilmez halde içerden gelecek haberi veya patlamayı bekliyorlardı.


Biraz sonra Veli Bey barakadan elinde ayna gibi parlayan mermi ile çıktı.


Herkes sevinç içinde birbirine sarıldı.


İşlenen ilk merminin üzerine ustalar “Venizelos (Yunan Kralı) cenaplarına hediyemizdir.” yazdılar.


Bütün gece çalışarak bu işte kullanılacak pratik tornalar yaptılar.


Bütün 77 mm’lik mermileri kendilerine verilen zaman içerisinde dolu tornalayarak 75 mm’e düşürdüler ve cepheye sevk ettiler.


25 yaşındaki genç bir mühendisin aldığı inisiyatif ve başarıya olan sarsılmaz inancı sayesinde 10 Eylül 1921’de başlayan Türk taarruzunda 196 top ile düşmanın üzerine aralıksız binlerce mermi yağdırdı.


Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda 120.000 tam donanımlı ere, 4.000 subaya, 840 kamyona ve 386 topa sahip İngiliz desteğini arkasına almış Yunan ordusu yenildi ve Polatlı yakınlarından Afyon tahkimatlarına kadar püskürtüldü.


Yunan Ordusu Başkumandanı General Papoulas ve tüm kurmay heyeti istifa etti.


Yunanistan İngiltere’nin ve savaş baronlarının açık desteğini kaybetti.


Çekilmeler esnasında kaçan tüm eski askerler zafere olan inancın tazelenmesi ile Türk ordusu saflarına tekrar katıldı.


Bu savaşlar esnasında üzerinde vazifenin yükünü hisseden herkes hiçbir zaman “Ben tek başıma ne yapabilirim ki?” diyerek görevden kaçmadı, vaz geçmedi, sahte kahramanlık yapmadı.


Gerektiğinde inisiyatif aldı, sonuna kadar mücadele etti ve başardı.

Comments


İletişim

Gönderini aldım, teşekkür ederim.

Sitenin tüm hakları Akdeniz Dergi'ye aittir.

bottom of page